8 Ağustos 2012 Çarşamba

Viyana 3 - Zarif ve Mağrur Şehir


















Noel Markt'ta çok oyalanınca eşim çok kaldık diye uyarıyor akşam gelmeyi kararlaştırarak yolumuza devam ediyoruz, hemen az ileride bahçesinde koca bir heykel  olan yer dikkatimizi çekiyor ve bingo Sanat Tarihi Müzesi çıkıyor(sağdaki resim), biraz yeşil alanda gezindikten sonra yola devam ettik ve bu sefer de karşımıza beni ciddi şekilde hayrete düşüren (hiç bir seyahat programında göstermedikleri sol üstte yer alan resim) Parlamento Binası’nı bulduk (parlamento binası olduğunu sonradan öğreniyoruz). Bir an kendimi Yunanistan’da gibi hissediyorum. Koca tapınak önümde. Fotoğraf karesine Baha’yı ve heykeli sığdırmaya çalışıyorum ama başaramıyorum neyse ki Baha başarıyor. Arada bir iki turisti çekip, sonrasında merdivenlerden yukarı çıkıyoruz. 


Fotoğraf çekimi vardı, bu yüzden öteye geçmedik ama epey bir süre onları izledik. Yarı çıplak haldeki kıza soğuk hava dolayısıyla epey acıdım.  Kızın çekiminin bitmeyeceği belli olup da benim için sıkıcı bir hal almaya başlayınca kalktık, ve kalabalığın peşine takılıp yolun karşısına geçtik geniş bir meydanda tarihi bir kapıdan geçtik.  Bir süre rengarenk köpüklere üfleyen bir adamı izledik, sonra köpüklere üflemeye devam etsin ki biz yine eğlenelim diye kutusuna para atıp yola devam ettik bu seferde Hofburg Sarayı’na varmıştık. Koca sarayın merkezde olması beni biraz düşündürdü.  Hofburg Sarayı çok ihtişamlı değil ama hoş, bu kadar merkezde olması  ilginç ama neden olmasın? 



Ön tarafında para kazanmaya çalışan bir Mozartçık vardı ama onunla resim çekilmedim o da kutusundan inerken kareye yansımış. Hofburg’un önünden bir sürü fayton geçiyordu, demek istikametleri Hofburg yönüneydi. Neden bilmem biz hiç faytona binmeyi düşünmedik.  Sarayın hemen kenarında öylesine kenara atılmış gibi duran heykelciğin önüne gidip oturdum ve derhal pozumu verdim. Hofburg Sarayı’nın ön tarafından az yürüdünüz mü StrasseBahnof’a çıkıyorsunuz.   Sonra ilk gece gördüğümüz kilise St. Stephans’ı görüyor ve bir de gündüz gözüyle girip geziyoruz. İçeride konser tarzı bir şey vardı biraz oturup gençleri dinledik.  karnımız açlık sinyalleri verince yola koyulduk, Sağlı sollu mağazaların önünden geçtikten sonra sürü psikolojisine kapılıp kalabalığı takip ettik. Şık bir restauranta girdik. Bu sefer shinitzel yemek istemiyorduk o yüzden Kanada’dan gelen ne olduğunu bilmediğim değişik bir balık yedik sıcak değildi fakat sosuyla birlikte oldukça güzeldi. Akşam Noel Marketin olduğu yere gideceğimizden ve yaklaşık 6dan beri ayakta olduğumuzdan otele gidip dinlenmeye karar verdik. Otelde 2 saat kadar dinlendikten sonra Belvedere’in bahçesinde gezindik (güzel bir konser vardı), daha sonra etrafa fazla açılmadan günler öncesinden gitmeyi planladığımız lunaparka gittik (beklemediğim kadar yaratıcıydı). 


Lunaparktan da doğruca Noel kutlamalarının olduğu Şehir Meclis Binasının da bulunduğu parka gittik. Ve park kesinlikle sabaha göre çok daha görkemliydi.  Ağaçlara asmalarının nedenini anlayamadığım her türlü nesne rengarenk yanıyordu, her yer öyle ışıklandırılmıştı ki uzaktan parkın yandığını sanabilirdiniz. İnsanlar içiyor, yiyiyor, eğleniyordu ancak hiç kimse taşkınlık yapmıyordu. Kimse kimseyi rahatsız etmiyordu. Ben bir ara kalpli ağacın arasında tek başıma kaldım saat yaklaşık olarak 11’di yanımdaki bankta ciddi anlamda güzel sarışın iki hatun vardı (kardeş olduklarını ve kuzey ülkelerden geldiklerini tahmin ediyorum çünkü konuşurken kazakları sırtlarına dek sıyrılmıştı incecik deri montları vardı ve en ufak bir üşüme belirtisi göstermiyorlardı ki, bense donuyordum soğuk ciddi anlamda iliklerime işlemişti. Sabah ve akşam saatleri güneşli gündüz saatine oranla çok soğuk oluyor). Karşımızdaki uzunca banklarda ise koca bir erkek grubu vardı. Tedirgin tedirgin Baha’nın gelmesini bekledim ama ilginçtir ki ne çocuklar kızlara laf attı (onların yanında kendimi kızdan saymadığımdan kendimi dahil etmiyorum) hatta bakmadılar bile bir muhabbet tutturmuş gidiyorlardı ne de kızlar dönüp de onlara baktı sanırım ben her iki gruba da daha çok baktım.  Baha geldikten sonra otelimize döndük, sonraki günlerimizi de yine görmek istediğimiz yerlere giderek geçirdik.


Toparlayacak olursak biz 5-6 günlük bir gezi ile küçücük Viyana’yı bitiremedik. Hala görmediğimiz ya da size aktaramadığım tonla yer var. Ki müzelere girmeye hiç kalkışmadık yoksa bu gördüklerimizi de göremezdik. Çok fazla müze var. Ama dediğim gibi zaten şehrin kendisi açık hava müzesi, şehrin tamamı bir sanat eseri.  Heykeller genelde temiz ve parçaları sağlamdı. Şaşırtıcı değil mi? Zaten Viyana’yi Viyana yapan unsurlardan biri de bu, merkeze uzak öylesine bir sokaktan geçiyorsunuz ortasından tramvayın geçtiği kısacık sokak yol boyu karşılıklı heykel dolu. İnsanları müthiş saygılı, sıcak kanlı(Türk olduğumuzu öğrenene kadar), yardımsever ve kibar.  Kural ihlali diye bir durumları yok (Türk vatandaşlarımız hariç), en sık rastladığım olay akşamları yol kenarında içen gruplar. İçen deyince aklınıza berduş tipler gelmesin bunlar gayet düzgün kıyafetli (genelde klasik giyimli insanlar) kadınlı erkekli gruplar. İçki şişesi yerde, ellerinde bardak bir yandan içip gülüyor diğer yandan büfeden aldıkları sandviçleri yiyor ancak kimseyi rahatsız etmiyorlardı. Kısacası herkes birbirine saygı gösterdikten sonra özgürlüğünüzün sınırlanmaması oldukça hoş bir tını bırakıyor.  60 yaşındaki iş adamlarından 5 yaşındaki çocuklara kadar herkesin cincırlarla gezindiği, ulaşım araçlarının saat gibi dakik işlediği, tramvay ya da diğer ulaşım araçlarında oturma sıkıntısı diye bir durumun asla yaşanmadığı, trafik diye bir şey olmadığı için ses kirliliğinin sıfır olduğu, dağdan akan suyun ellenmeden halka ulaştığı, şehrinde bir tane sanayi bölgesi olmadığından havasının mis olduğu bu şehir, ben de müthiş duygular bıraktı ve şehir sıralamamda kesinlikle en tepeye ulaştı.  Eğer sizler de aynı değerlere önem veriyorsanız kesinlikle gidin görün derim. Çünkü Viyana anlatılmakla değil yaşanılarak tadına varılacak bir şehir.
         





3 yorum:

  1. Bu bir Ayhan Sicimoğlu programı değildir :)) ama biz de hastasıyız :)

    YanıtlaSil
  2. Bu önemli konu adanmış bir makale görmek güzel . Paylaştığın için teşekkür ederim.
    Viyana Havalimanına Yakın Oteller

    YanıtlaSil